Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, eşin hasta eşine bakmaması boşanma sebebi olmaktadır. Bu hususta aşağıda paylaşacağımız Yargıtay kararlarına ulaşabilirsiniz.
Bursa Boşanma Avukatı yazımızda daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.
YARGITAY 2. Hukuk Dairesi
2007/16349 E.
2008/16159 K.
MAHKEMESİ :İzmir 4.Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur. kocanın boşanma davası, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine. göre davacı-davalı kocanın tüm, davalı-davacı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Davacı-davalı koca tarafından açılan boşanma davasından sonra 2005 yılı Temmuz ayında tarafların biraraya geldikleri beraber yaşadıkları sabittir. Gerçekleşen bu durum karşısında davacı-davalı koca, kadından kaynaklanan kusurları affetmiş, en azından hoşgörü ile karşılamıştır.
Toplanan delillerden; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşinin hastalığı ile ilgilenmeyen, hasta halde ailesine gönderen davacı-davalı kocanın tamamen kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak boşanma sebebi ve değerlendirmemek gerekmektedir.
Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.
Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın
hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir.
Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır.
Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması boşanma sebebi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.(TMK.md.166/2)
Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir.
Bu durumda açıklanan nedenle davacı-davalı kocanın boşanma davasının reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
3-Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür.
Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen. * davalı-davacı kadının ağır yada eşit kusurlu olmadığı, boşanma sebebi bu olayların kişilik. haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. 4 BK. 42,43,44,49) dikkate alınarak * davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
Boşanma sebebi
4-* Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu tarafın,
kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, evi birlikte seçeceklerini , birliğin giderlerine güçleri oranlarında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür.
Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve
ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (MK.Md,4 BK.md.42 ve 44 ) dikkate alınarak. * davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün 2, 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle davalı-davacı kadın yararına BOZULMASINA., bozma kapsamı dışında kalan temyize konu yönlerin ise 1. bentte açıklanan nedenlerle ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın M. yükletilmesine. peşin harcın mahsubuna, temyiz peşin harcının yatıran M. geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 27.11.2008 (prş.)
Yorum ve Soru Alanı