Aile konutu davaları Medeni Kanun kapsamında koruma altına alınan ve tarafların haklarının korunmasını içeren davalardır. Aile konutu davaları içeriği kapsamında ortak kullanılmış olan ikametgahın değerlendirmesi söz konusu olmaktadır.
Aile Konutu Tanımı Nedir?
Hukuksal olarak aile konutu kavramı eşlerin aile olarak beraber yaşadıkları konutu içermektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 186/1 kapsamında aile konutu kavramı düzenlenmiştir. Aile konutu seçimi için eşlerin karşılıklı olarak anlaşma sağlamaları temel noktadır. Aynı zamanda sosyal ve maddi durumlarına da uygun olarak hareket etmeleri gerekir.
Aile konutu hakkında kanunda maddelerin yer almasının temel noktası evlilik ilişkisinin zayıf olduğu durumlarda tarafları güvence altına alabilmektir. Burada özellikle kadın ve çocukların yaşamlarına yönelik olası risklerin ortadan kaldırılmasına yönelik standartların oluşturulması önemlidir. Bu kapsamda aile konutu davaları içerikleri söz konusu konutun devredilmesi, satılması, bağışlanması, ipotek koyulması gibi konuları içermektedir ve diğer eşin de rızasını kanuni olarak güvence altına almaktadır.
Aile Konutu Üzerinde Sağ Eşe İntifa Hakkı Tesisi
Aile konutu üzerinde sağ eşe intifa hakkı tesisi davası konuyla ilgili önemli bir hak olarak öne çıkmaktadır. Bu durum Türk Medeni Kanunu tarafından eşlerin bir arada yaşamış oldukları konut üzerinde malik konumda bulunmayan veya kira sözleşmesine taraf olarak gösterilmeyen eşe aile konutu şerhi kapsamında koruma sunar. Bu yasadaki korumanın işlemesi için şu şartların sağlanması gerekir;
- Eşin vefat etmesi,
- Yaşanılmakta olan konutun vefat eden eşe ait olması,
- Sağ olan eşin katılma alacağı hakkının olması gerekir.
Bu şartlar söz konusu olduğunda sağ kalan eş konut üzerinde intifa ya da oturma hakkı talebinde bulunabilir. Bedel sağ kalan eşin katılma alması söz konusu olduğundan katılma alacığının miktarı şayet yetersiz kalıyorsa bu durumda sağ kalan eşin eksik miktarı tamamlaması gerekir. Ancak sağ kalan eşin katılma alacağı bulunmuyorsa bu haktan yararlanamamaktadır.
Bu dava açılırken diğer mirasçılar da davalı olarak gösterilmelidir. Dava aile mahkemesinde görüşülmektedir.
Aile Konutu Şerhi Konulması
Aile konutu şerhi tanımı itibariyle üçüncü kişilerin konutun aile konutu olduğunu görmelerine neden olur. Buradaki temel amaç mülkiyete sahip olan eşin, diğer eşin onayı olmadan ev hakkında tasarrufta bulunmasını engellemektir. Satın almak isteyenlerin de bu durumu görmelerini sağlamaktır. Şerh olduğu zaman tapu çalışanı tarafından eş rızası olmadan herhangi bir işlem yapılmaz.
Aile konutu şerhi koymak için ise Tapu Sicil Müdürlüğü’ne başvuru yapılmaktadır. Eşlerden birisinin evlilik cüzdanı ile başvuru yapması yeterli olmaktadır. Şerhin koyulması için önemli olan nokta evliliğin mevcut olduğu ve söz konusu konutta da evli çiftin yaşamakta olduğunun ibraz edilmesidir.
Aile Konutu Şerhinin Terkini
Aile konutu şerhi terkini mahkeme tarafından tanımlanan konut hakkının kaldırılması anlamına gelir. Aile konutu şerhi tapu dairesine başvuru sonucunda konulmaktadır. Şerhin kaldırması da temelde ilgili tapu dairesine başvuru yaparak söz konusu olmaktadır. Fakat bunun için;
- Aile konutu şerhinin taşınmazın sahibi olmayan eş tarafından koyulması halinde yine aynı eşin talebi üzerine kaldırılmaktadır.
- Eşler beraber başvuru yaparak şerh koydurmuşlarsa birlikte başvurarak ya da rıza göstererek şerh kalkmaktadır.
- Taşınmazın sahibi tarafından şerh koyulmuşsa diğer eşin de rızası gerekir.
- Vefat eden eş halinde diğer eşin talebi ile şerh kaldırılır.
Bu durumlarda şerh kaldırılmıyorsa, örnek olarak eş muvafakat vermiyorsa bu durumda dava ikame edilmesi gerekecektir. Bu konuda aile konutu şerhinin terkini davası için ilgili konutun aile konutu niteliğini taşıdığının ispatının gerektiğidir. Diğer durumda yani sırf malik talep ediyor diye aile konutu şerhi dava ile kalkmamaktadır.
Yorum ve Soru Alanı